-
1 رقيب
رَقِيب1. izleyiciAnlamı: izleyen kimse2. kolcu3. sansürcüAnlamı: sansür yapan4. gözcüAnlamı: gözlemek işini yapan kimse5. gözlemciAnlamı: dikkatle, eleştirici bir gözle gözlem yapan kimse6. izlemciAnlamı: izleyen7. değnekçi8. gözleyiciAnlamı: gözlemci, müşahit, rasıt9. adam -
2 عين
Iعَيْن1. içmeler2. mösyö3. özAnlamı: bir kimsenin benliği4. adam5. ajanAnlamı: bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, temsilci6. kaymak7. cevherAnlamı: bir şeyin özü8. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibar9. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi10. casus11. bey12. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh13. membaAnlamı: kaynak, pınar14. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp15. kolcu16. kodamanAnlamı: ileri gelenlerinden olan (kimse)17. emirAnlamı: kumandan, önder18. gözAnlamı: görme organı19. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf20. değnekçiIIعِينantilopعَيَّنَ1. atamakAnlamı: birini bir göreve getirmek, tayin etmek2. belirlemekAnlamı: belirli duruma getirmek, tayin etmek -
3 خليل
خَلِيل1. aşık2. kardeş3. kafadar4. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost5. yârenAnlamı: dost, arkadaş6. yârAnlamı: dost, tanıdık7. arkadaş8. adam9. ahbab10. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
4 إلف
إِلْف1. kardeş2. kafadar3. arkadaş4. adam5. ahbab6. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
5 خدن
خِدْن1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. adam4. yârAnlamı: dost, tanıdık5. arkadaş6. ahbab7. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
6 خفير
خَفِير1. kolcu2. değnekçi3. adam -
7 خل
IخَلَّdelmekAnlamı: delik açmak, delik duruma getirmekIIخِلّ1. kardeş2. kafadar3. yârenAnlamı: dost, arkadaş4. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost5. yârAnlamı: dost, tanıdık6. ahbab7. adam8. arkadaş9. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
8 خلص
Iخَلَصَ1. açılmakAnlamı: dağılmak ve yoğunluğunu yitirmek2. arılaşmakAnlamı: arı duruma gelmek, saflaşmak3. durulmakAnlamı: duru duruma gelmekIIخِلْص1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. yârAnlamı: dost, tanıdık4. ahbab5. adam6. arkadaş7. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaşخَلَّصَ1. saflaştırmakAnlamı: saf duruma getirmek2. arıtmakAnlamı: temizlemek, tasfiye etmek3. ayıklamak -
9 رفيق
رَفِيق1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. arkadaş4. yârAnlamı: dost, tanıdık5. adam6. ahbab7. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
10 صديق
صَدِيق1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. ahbab4. arkadaş5. adam6. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
11 مرافق
IمَرَافِقmüdüriyetAnlamı: müdürlükIIمُرَافِق1. kardeş2. kolcu3. kafadar4. değnekçi5. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost6. adam7. arkadaş8. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
12 مزامل
مُزَامِل1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. ahbab4. adam5. yârAnlamı: dost, tanıdık6. arkadaş7. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
13 آلف
آلِف1. kardeş2. arkadaş3. adam4. yârAnlamı: dost, tanıdık5. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
14 خليط
خَلِيط1. karışım2. karışıkAnlamı: karışmış olan3. karma4. iltifatlıAnlamı: gönül alan5. kafadar6. sokulganAnlamı: kendini çabuk sevdiren7. katışıkAnlamı: içine başka şeyler karışmış8. katkılıAnlamı: saf olmayan9. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost10. yârenAnlamı: dost, arkadaş11. adam12. arkadaş13. yârAnlamı: dost, tanıdık14. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
15 قرين
قَرِين1. zevçAnlamı: kadının nikâhlandığı erkek, koca, eş2. kocaAnlamı: bir kadının eşi3. adamAnlamı: eş, koca4. adam5. arkadaş6. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
16 مصاحب
مُصَاحِب1. kafadar2. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost3. adam4. arkadaş5. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
17 معاشر
مُعَاشِر1. kafadar2. yârAnlamı: dost, tanıdık3. arkadaş4. adam5. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş -
18 ملازم
مُلَازِم1. üsteğmenAnlamı: orduda rütbesi2. teğmenAnlamı: orduda asteğmenden sonraki rütbe3. asteğmenAnlamı: orduda en küçük rütbeli subay4. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden5. aveneAnlamı: yardakçılar6. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost7. arkadaş8. adam9. dayanakAnlamı: güç verici ve yardımcı destek10. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş
См. также в других словарях:
adam — is., Ar. ādem 1) İnsan 2) Erkek kişi, kadın karşıtı İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak. M. Ş. Esendal 3) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. K. Tahir… … Çağatay Osmanlı Sözlük